Masum ölmek
-Hem çarmıha gerileceğim hem masum değilim. -Masum olduğun halde gerilmen daha acı olmaz mıydı, yoksa Sokrates haklı mı? Bir süre düşündü. Trenin izlediği öküzlere baktı camdan. Bulutlar hiçbir şeye benzemiyordu. -En azından, diye yanıtladı arkadaşını, yıllar sonra birileri beni çok sevebilirdi o zaman. Resmimi logolaştırır tişörtlere basarlardı. Biri öykümü yazardı belki, nasıl masum öldüğümü. Evet, kesinlikle çok tutulurdum. -Sevilmek için masum olmak istiyorsun yani? Cevap vermedi. Ölmekten çok unutulmaya mı sıkılıyordu canı? Hayatında ilk defa -hayatının sonunda- vicdanı kıpırdamışken, ilk defa masumiyeti bu kadar içten dilemişken silinip gitmeye olan korkusundan mıydı bu? Eli istemsizce cebindeki, haksızlıklarla süslenmiş bir tomar paraya gitti. -Alçağım ben. Güldü arkadaşı, ikisinin de yakından tanıdığı trajik bir tonda. Her şeyin sonuna gelindiği zaman böyle gülerdi insanlar. -Öyle olursa ölümsüz olacağını mı düşünüyordun yoksa? Doğru bilmişti. Yıllar sonra da olsa an...